Son zamanlarda fermente ürünlerin adını daha çok duyar olduk. Kefir, kimchi, ev yapımı elma sirkeleri, yoğurt, tempeh ve daha nicesi günlük beslenmemizin bir parçası oldu ya da halihazırda tükettiğimiz bazı yiyeceklerin fermente hallerini yorumluyoruz. Fermantasyon işlemi, pratik anlamda yiyeceklerin daha uzun süre saklanabilmesi, çeşitlendirilebilmesi adına kullanılan çok eski bir işlem, basit bir anlatımla mayalandırma diyebiliriz.
Peki, bu işlem vücudumuza neden bu kadar yararlı? Bu sorunun cevabı için vücudumuzun işleyişine, sindirim sistemimize ve özellikle bağırsaklarımıza bakmamız gerekiyor. Bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca bakterinin bize yararlı olan kesimine probiyotik diyoruz ve bağışıklık sistemimizin %80’ini bağırsak floramızın oluşturduğu söyleniyor. İşte fermente ürünler, işlenmiş ve paketli ürünler ve ilaçların aksine, bu probiyotikleri koruyor ve sayılarını artırıyor. Gelelim bu senenin çok konuşulan fermente çayı kombuchaya.
Kombu veya Kamboçya çayı son zamanlarda sıkça duyduğumuz çay, şeker, bakteri ve maya ürünü olan fermente bir içecek. İlk olarak Uzak Doğu’da kullanıldığı, buradan Rusya’ya, Rusya’dan Avrupa’ya yayıldığı tahmin ediliyor. Çoğu zaman kombucha mantarının mayalama işlemini gerçekleştirdiği söylense de çayın üstünde gelişen bu doku için yararlı bakteri ve maya kolonisi demek daha doğru olacak. Bilimsel adı ise simbiyotik bakteri ve maya kültürü.
Kısaca anlatmak gerekirse kombucha çayı, bu koloninin şekerli çaya eklenmesi, karıştırılması ve fermente işlemi için bekletilmesiyle elde ediliyor. Disk halindeki bu koloni, şeker karışımının içinde yaşıyor ve besleniyor, zamanla büyüyerek jelatinimsi bir kıvama geliyor ve çayın tüm yüzeyini kaplıyor. Yapımında siyah veya yeşil çay kullanılabiliyor. Fermantasyon sonucunda ortaya çıkan sıvı çok sayıda yararlı bakteri (probiyotik), sirke, b vitamini ve birçok yararlı kimyasal bileşim içeriyor.
Kombucha çayını düzenli kullananlar, sağlıklarını iyi yönde etkilediğini, tansiyondan kansere kadar birçok soruna çözüm olabileceğini iddia etseler de tüm bunlar henüz bilim tarafından kanıtlanmış değil. Fakat şunu söylemek mümkün, fermente ürünler eğer uygun şartlarda ve steril bir şekilde üretilirse bağırsak floramızın gelişimi destekliyorlar ve bağışıklık sistemimizi kuvvetlendiriyorlar.
Kombucha çayı nasıl yapılır?
Kombucha çayını evde yapmak oldukça kolay. ihtiyacınız olanlar: Temiz bir cam kavanoz, su, yeşil ya da siyah çay, şeker ve kombucha kültürü. Öncelikle suyu iyice kaynatıp çayı demlemeniz, şeker eklemeniz, süzdükten ve soğuttuktan sonra maya kültürünü eklemeniz ve kavanozun üzerini tülbent ya da bez ile kapatıp bir hafta boyunca ılık bir ortamda bekletmeniz gerekiyor. İşte çayınız hazır! Fermente ürünler hazırlarken dikkat edilmesi gereken en önemli konu kullandığımız kapların ve ekipmanların hijyeni. Çünkü herhangi bir kirlenme veya bulaşma durumunda fermente işlemi gerçekleşmiyor ve süreç tamamlanamadan ürün bozulmuş oluyor. Dolayısıyla belirli aralıklarla kullandığınız kabı temizlemeniz, mayayı içinden alıp sıvının bir kısmını süzmeniz gerekiyor.
Peki nasıl kullanılır bu çay?
Öncelikle çayı bardağa almadan önce süzmemiz gerekiyor. Kombucha çayı, tek başına tüketilebileceği gibi su veya portakal suyuyla seyreltilerek de tüketilebiliyor. İlk olarak az miktarda içerek alerjiniz olup olmadığını kontrol etmeniz gerekiyor.
Bu senenin mutfak trendlerinin içinde değerlendirebileceğimiz kombucha çayı şimdiden evlerdeki yerini almış gibi görünüyor. Fakat şunu unutmamak gerek, fermente ürünlerin sağlığımıza olan yararlarının yanında, hızlı akan hayatımızın içinde bize beklemeyi ve sabretmeyi öğrettikleri bir gerçek. Mayalama işlemi özünde çok değişken bir süreç. Sıcaklığa, mevsime, neme, kullandığınız ekipmanın türüne göre bile sonuç değişebiliyor. Dolayısıyla aynı yolu izleyip aynı sonucu almaya alışmış insanı şaşırtıyor, yeni çözümler aramaya itiyor. Belki son zamanlarda mayalama sürecinden geçen besinlerin daha çok talep görmesinin sebeplerinden biri de yavaşlama hatta durma, çevreyi ve canlıyı dinleme isteğidir.