Türkiye, bulunduğu konumu itibariyle yemek yemeyi seven ve yemek kültürüne değer veren insanların yaşadığı bir ülke. Haliyle meraklısı ve yeteneklisi de çok. Ülkemizin öyle aşçıları var ki ünleri dünyaya açılmış ve takdir gören hem değerli hem de yetenekli insanlar. Elbette hepsini sıralamamız mümkün değil ama birkaçından kısaca bahsetmek çok isteriz.
MUSA DAĞDEVİREN
Musa Dağdeviren, dünyanın dört bir yanından müşteriler çeken restoranlarıyla, Asya kıtasında 25 yıldan fazladır Anadolu mutfağının temsilini başarıyla yapan ünlü şefimiz. Gaziantep’in Nizip ilçesinde doğan Musa Dağdeviren, aşçılığa çok küçükken merak salmıştı. Çocukluğunda amcasının fırınında ona yardımcı olması ve askerde aşçı olarak görev yapması onu Gaziantep yemeklerini koruma ve yayma misyonu sahibi yaptı. Ona göre, yemek kültür demekti ve o da bu kültürü korumak gerektiği hissindeydi. Nitekim 1987 yılında İstanbul, Kadıköy’de Çiya adında mütevazı bir kebap, lahmacun ve pide restoranı açtı. 1998 yılında açtığı Çiya Sofrası ise artık Anadolu mutfağını temsil ediyor ve adım adım yemekleri daha da ünleniyordu. Menüleri, birçoğunun nesli tükenme tehlikesi altında olan yöresel yemekler arasında, Anadolu’dan Mezopotamya’ya dolambaçlı bir yolculuğa çıkarıyor. Dağdeviren’in kullanacağı her malzeme, en iyisi nerde yapılıyorsa oradan alınmış. Ekşi kuzu pirzolası, ayva, biber salçası, çeşitli baharatlar ve nar suyu ile marine edilen ve her biri kaliteli malzemelerden oluşan yegane yemeklerinden sadece biri. Restoranı sadeliğe yakın, ahşap mobilyalarla donatılmış oldukça sıcak bir yer. Dağdeviren’in çalışanlarına verdiği değer ise ortamdaki samimiyetten oldukça anlaşılıyor. Netflix’in Chef’s Table adlı belgesel programında Musa Dağdeviren’in belgeselini çekmeleri de biz Türkler için ayrı bir gurur kaynağı.
MEHMET GÜRS
İstanbul’un en seçkin şeflerinden biri olan Mehmet Gürs, 19 efsane restoran ve bistro ortağıdır. Kentin beslenme düzenine karşı rafineliği ve kaliteyi savunan, İstanbul’un en prestijli lüks restoranlarından biri olan Mikla, Mehmet Gürs’ün en ünlü restoranıdır. Gelenekselciliği savunarak 2012’de yarattığı “Yeni Anadolu Mutfağı” stratejisi çok sayıda Türk şefini etkiledi. Tam zamanlı bir antropologla birlikte çalışan Gürs, en iyi mahalle üreticileriyle kendisi arasında sıkı bir iletişim yarattı. 2015 yılında dünyanın 100 En İyi Restoranından biri olarak seçilen Mikla, çağdaş Türk mutfağı ve doğum yeri olan Finlandiya geleneklerinin harmanlandığı bir ortam.
AYLİN YAZICIOĞLU
Nicole Restaurant’ın organizatörü ve resmi şefi Aylin Yazıcıoğlu, Cambridge Üniversitesi’nde Sosyal Tarih okudu. Yemek pişirme aşkıyla Paris’te, Le Cordon Bleu Aşçılık Okulu’na kaydoldu. Paris’teki Michelin özellikli restoranlarda çalışmanın ve önemli bir deneyim edinmenin ardından şef, 2013’te İstanbul’a geri döndü ve büyük oranda Fransız yemek kültürünü yansıttığı, Dünya’nın en iyi Haute Cuisine restoranlarından Nicole’ü, Beyoğlu’nda açtı. Menüsünde oldukça balık çeşidi görmek mümkün. Şarapları ise makul fiyatlı ve kaliteli. Aylin Yazıcıoğlu, kurduğu Nicole’ü Gastronomik Mutfak olmasının da ötesinde, değer ve kalite sahibi bir restoran haline getirmiş.
KEMAL DEMİRASAL
Şef Kemal Demirasal, bir aile sporu olan rüzgar sörfçüsü olmaktan sıyrılıp kendini mutfağa vermiş bir Anadolu şefi. İlk restoranını “Alancha” adıyla, 2007 yılında Alaçatı’da açtı. Hafif İskandinav esintisi taşıyan, şıklığa ve sadeliğe sahip Alancha’da menüler hemen beğeni aldı. 2015 yılında, Alancha’yı, İstanbul’un lüks semtlerinden biri olan Maçka’ya getirdi. 2016’da ise İskandinav esintisini tamamen bırakma ve Anadolu’ya tamamen yönelme kararı aldı. Mutfağındaki malzemeleri ağırlıklı olarak Ege’den getiren Kemal Demirasal, balık konusunda Ege’den şaşmıyor. Yaratıcı bir estetik zevki olan şef aynı yaratıcılığı menülerinde konuşturuyor.
CİVAN ER
Şef Civan Er’in yemek pişirme coşkusu, dergilerde bulduğu sandviç tariflerini yeniden üreterek aile mutfağında denediği zamanlarda, son derece genç bir yaşta başladı. Tutkusu onu profesyonel bir şef olmaya itti. Şimdi ise Türkiye’nin en iyi şefleri arasında. Londra‘da Uluslararası İlişkiler okuyan Er, para kazanmak için mutfakta çalışmayı seçti. Okuldan mezun olunca farklı etnik kurumlardan gelen şeflerden tüyolar alarak mutfakta üst düzey enerji önlemlerine yatırım yaptı. Türkiye’ye geldiğinde İstanbul’un en yaratıcı çağdaş mutfaklarından biri olan Changa’da uzun süre çalıştı ve şef unvanına yükseldi. 2013 yılında, şef, Yeni Lokanta’yı açarak, Anadolu mutfağını en iyi sunan şeflerden biri haline geldi. Özellikle Antakya yoğurtlu mantısı, gerçekten de dünyaya nam saldı.