Ana sayfa Okumadan Geçme BAŞKA BİR DÜNYA YOK: İSRAF ETME!

BAŞKA BİR DÜNYA YOK: İSRAF ETME!

1574
0

Birleşmiş Milletler’in (BM) öngörüsüne göre dünya nüfusu 2050’de 9,8 milyara 2100’de ise 11,2 milyar kişiye ulaşacak. Dünyada bugün yaklaşık 7,6 milyar insan yaşadığını göz önünde bulundurduğumuzda önümüzdeki 80 yılda insan nüfusu inanılmaz bir hızla artacak demektir.

Bu olgunun yarattığı en önemli sorunsal doğal kaynaklara erişim ve bunların dağılımı olacaktır. Günümüzde bile kaynaklar eşit şekilde dağılmamışken ileride doğal kaynakların kullanımı artan nüfusun da etkisiyle birçok krize sebep olacaktır diye düşünmek yanlış olmaz. Zira yine BM’ye göre artan nüfusu besleyebilmek için üretimin de %60-70 oranında artması gerekiyor.

Peki, bugünden biz ne yapabiliriz? Neleri değiştirip bu dünyayı daha yaşanır kılabiliriz? Neler yaparak elimizdeki kaynakları en faydalı şekilde kullanabiliriz?

SAYILARLA DÜNYADA GIDA İSRAFI

Bütün bu soruların bugünden cevabı israfı önlemeye çalışmak, kaynakları doğru kullanmaya çalışmak olabilir. Birleşmiş Milletlerin Gıda ve Tarım Organizasyonu’na (FAO) göre dünyada her yıl 1,3 milyar ton gıda yani dünyadaki gıda üretiminin hemen hemen üçte biri israf ediliyor. Bu israf endüstriyelleşmiş ülkelerde 610 milyar dolar kayba yol açarken gelişmekte olan ülkelerde 310 milyar dolar kayba neden oluyor. TÜİK’in rakamlarına göre ise Türkiye’de her yıl 1,7 milyar ekmek, 18 milyon meyve ve sebze israf ediliyor. Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın rakamlarına göre ise Türkiye’de yılda 214 milyar liralık gıda israfı yapılıyor. Bu para ile ülkemizde 171 bin okul veya 11 bin hastane yapılabileceği belirtiliyor. Daha zengin ülkelerdeki yıllık gıda israfının yaklaşık olarak Sahra Altı Afrika’nın yıllık gıda israfına denk olduğuna baktığımızda durumun ciddiyeti gözler önüne tüm çıplaklığıyla seriliyor.

En çok neler israf ediliyor diye baktığımızda ise meyve ve sebzeler ile kök bitkiler listenin başında geliyor. FAO’nun araştırmasına göre dünya da üretilen sebze ve meyveler ile kök bitkilerin yaklaşık %45’i israf ediliyor. Bunların ardından balık ve deniz ürünleri geliyor. Baklagillerin %30’u, süt ve süt ürünlerinin %20si her yıl israf ediliyor.

Bugün Latin Amerika’daki israf 300 milyon kişiyi, Avrupa’daki gıda israfı 200 milyon kişiyi Afrika’daki israf ise 300 milyona yakın kişiyi doyurmaya yetebilirdi. Bir başka şekilde ifade edecek olursak bugünkü israfı sadece dörtte bir oranı kadar bile az olsaydı 870 milyon aç kişi karnını doyurabilecekti.

KARBON AYAK İZİNE ETKİSİ 

Gıda israfının karbon ayak izine de katkısı elbette olumsuz. Gıda israfı aynı zamanda gıda üretimi sırasında kullanılan suyun, harcanan enerjinin de israf edilmesi demektir. Bu israfı minimuma indirebilmek için dünya çapında tüketim alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik eylemler yapılmaya başlandı. Örneğin; Avrupa’da birçok halk pazarından sonra “kalan artıklarla” yapılan çok daha ucuz veya bedava halk pazarları kurulmaya başlandı. Örneğin bir paket çileğin yarısı küflenmeye yüz tutmuş ya da ezilmiş ve kimse onu kendi kilo fiyatından almıyor. Böylelikle pazarcı atmak durumunda kalmak yerine buradaki pazara veriyor ve böylelikle gıdalar israf edilmemiş oluyor.

NELER YAPILABİLİR?

Yine Avrupa’da örneğini gördüğümüz bazı küçük marketler zincirleri oluşmaya başladı. Bu marketler zincirleri diğer büyük marketlerde kullanım tarihi yaklaşmış, geçmek üzere olan ya da 1-2 gün geçmiş ancak hala tüketilebilir olan ürünleri toplayıp çok daha cüzi bir fiyata satışa çıkarıyor ve israfın önüne geçmiş oluyor.

Biz de evimizde israfa karşı küçük çözümler yaratabiliriz. Çürümüş meyveleri tamamen çöpe atmak yerine komposto yapabiliriz. Ya da çürümemiş ama geçmekte olan sebzelerden çeşitli smoothie’ler yapabiliriz. Bayat ekmeklerden pratik ve minik pizzalar ya da çorbalar için leziz kıtırlar üretebiliriz. İsraf etmek yerine yeniden kullanmanın ve yeniden üretmenin keyfine varabiliriz.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here