İstanbul’un eski ve en renkli semtlerinden biri Balat. Üstelik tarihi dokusunu koruma konusunda da oldukça başarılı. Dönem dizilerinde, filmlerinde set olarak görmeye alıştığımız bu semtte mahalle kültürü de henüz ölmemiş. Bu da semte ayrı bir hava, bambaşka bir enerji katıyor. Bu samimi atmosferin yarattığı etki ve fotoğraf çekmeye doyamayacağınız sokaklarıyla Balat, son yıllarda özellikle alternatif rota avcılarının favorisi konumunda. Semte gitmişken mutlaka uğramanız gereken üç mekânı derledik. Balat’da nerede, ne yenir merak ediyorsanız yazımızın devamını okuyabilirsiniz.
- Forno
Balat’ın tarihi dokusunu koruyarak modernleşen yeni yüzünün en önemli temsilcisi Forno. Sade şıklığıyla semti ziyarete gelen pek çok kişinin dikkatini çekiyor. Açık mutfağı mekâna samimi bir hava katıyor. Hafta sonları sabah saatlerinde açık büfe kahvaltıyla misafirlerini ağırlayan mekân, hamur işlerinde oldukça iddialı. En çok da çıtır çıtır servis edilen lahmacunu beğeniliyor.
- Cafe Naftalin K.
Semte giriş yapar yapmaz sizi samimi atmosferiyle karşılayan Cafe Naftalin K., yanında öylece geçemeyeceğiniz mekanlardan. Dışarıdan baktığınızda o kadar sıcak görünüyor ki kısa da olsa mutlaka uğramak istiyorsunuz. Mekânın içinin de dışı kadar güzel olduğunu belirtelim. Nitekim duvarlarından koltuklarına her şey tarihten izler taşıyor. Kahve molası için gerçekten ideal bir yer.
- Agora Meyhanesi
1890’dan bu yana hizmet veren Agora Meyhanesi, şarkılara konu olmuş bir yer. Balat’ın tarihi çarşısındaki Leblebiciler Sokağı’nda yer alan meyhane, takdir edilesi bir restorasyon çalışmasının ardından tekrardan misafirlerini ağırlamaya başladı. Haliç’e bakan ve Balat’ın tam ortasında konumlanan bu meyhane, adından da anlayabileceğiniz gibi tam bir “toplanma yeri”. Fonda Zeki Müren’in harika sesi, önünüzde özenle yapılan, lezzetli mezelerle özellikle kalabalık gruplar halinde gidildiğinde bu mekanın keyfi bir başka çıkıyor doğrusu.
