Ana sayfa Okumadan Geçme  BOYOZUN HİKAYESİ

 BOYOZUN HİKAYESİ

920
0

Sefaradlar, 1492’de Elhamra Kararnamesi ile İspanya’dan kovulmaya zorlanan, birnevi kaderlerinde ve tarihlerinde hep göç olan Musevilerdir. Göçtükleri yerlerden olan Portekiz, İtalya, Kuzey Afrika, Türkiye, Ege Adaları ve Balkanlar’da da zamanla, İspanya’da olduğu gibi Sefarad adını alır. Museviler, göçleri sırasında yanlarında inançları dışında başka şeyler de taşırlar gittikleri yerlere. Sonuçta üretken bir toplumdur Yahudi toplumu. Hikayeleri hep yanı başlarındadır. Bir Musevi hamur işidir aslında Boyoz. Sefaradlarla varmıştır hikayesi de tarifi de Türk topraklarına. İlk kez Çanakkale’de ortaya çıktığı söylenir. Adını Musevi İspanyolcasından alır: Boyoz aslında İspanyolca’da”Bollos” diye yazılır ama okurken iki ‘l’ harfinin yan yana gelmesiyle ”boyoz” olmuştur. Zamanla biraz daha güneye inmiş bu Musevi kültürü hamur işine en fazla İzmir sahip çıkmış zaman içerisinde. İzmir‘de boyoz yapan 4 tane Musevi usta (Rafael, Vitali, Yaho ve oğlu Rashel) olduğunu, sanılanın aksine boyozu satan kişinin sadece Avram Usta olmadığını ve Avram’ın sadece Türkler’e ve İzmir’e tanıtan kişi olduğu da tarihin tozlu sayfalarında bir nottur. Lakin şöyle demek daha uygundur ki, boyoz, aslında sadece İzmir değil, İstanbul, Selanik, Manisa, Tire ve Anadolu’nun daha birçok yerine yayılan Sefarad Musevileri tarafından da bilinmekte ve yapılmaktadır; ancak yalnızca İzmir’in kültüründe ticari bir lezzet olarak yerini alır. 1960’lardan sonra yine göçen Musevilerden, ünlü boyoz ustaları Avram Yükatan ve Yako Abravaya’dan sonra tarifler değişmiştir. Bugün İzmir’de en fazla Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nin sonundaki Dostlar Fırını’nın hatırı sayılır. Musevilerin kıtlık zamanı gıdası olan boyoz, dini bir anlam da taşımaktadır onlar için. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda cuma günleri bir gün sonraki tatile hazırlık olması amacıyla evlerinde un, yumurta, tuz ve su ile karıştırarak hazırladıkları hamuru, kulak memesi kıvamına gelince küçük toplar halinde keserler; hamuru derin bir kap içinde yer alan yağda yarımla bir saat arası bekletildikten sonra, el ayasının yardımıyla yaklaşık 20 cm çapına gelene kadar açarlar; açılan bu yufkanın içine de bazen pirinç, bazen peynir, bazen patates, bazen de patlıcan yahut ıspanak koyarlar. Kendine has lezzeti olan boyoz, genelde tulum peyniri, çay ve haşlanmış yumurta ile birlikte tüketiliyor.

 

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here