Fildişi Sahili‘nde yer alan Dana Mroueh’in çikolata fabrikası ender bulunan çikolata fabrikalarından birisidir. Burada dünyanın en iyi kakao yetiştiriciliği ve eco-friendly çikolata üreticiliği yapılmaktadır. Fildişi Sahili’nde kontrolsüz yok edilen orman alanları ve çevreye tehdit oluşturan bir endüstri ortamı bulunsa da organik ve çevre dostu çikolata üretimi yapan bu fabrika umut vaat ediyor. Özellikle kakao endüstrisi aslında bu bölgede ciddi ciddi tehdit oluşturuyor. Ülkenin orman topraklarının %4’ünden azı kalmış durumda ve geriye kalan orman alanlarının da 2030 yılına kadar tükenmesi bekleniyor.
Ekonomik Karmaşıklık Gözlemevi (OEC) kakao çekirdeği, çikolata ve kakao ezmesi gibi ürünlerin 2015’te Fildişi Sahili’nin ihracat değerlerinin %40’ından fazlasını oluşturduğunu bildirmektedir. Ülke, genel olarak dünyanın kakao ticaretinin merkezindedir. Dünyanın toplam kakaosunun üçte biri burada üretiliyor ve dünyanın geri kalanına yarım milyon tondan fazla kakao çekirdeği ihracatıyla önderlik ediyor.
Ancak ülke hem piyasa krizinden hem de çevresel maliyetlerden kaynaklanan bir “kakao krizi” ile karşı karşıya. Kakaonun aşırı üretimi bu durumu daha da kötüleştirmiştir ve şu anda ülkenin orman arazisi %4’ün altındadır. Eğilimin devam etmesi durumunda Fildişi Sahili’nin 2030 yılına kadar tüm yağmur ormanlarını kaybedeceği, doğal yaşamı ve iklimi için yıkıcı sonuçları olacağı tahmin edilmektedir.
Çiftçilerin büyük çoğunluğunun kimyasal ve böcek ilacı kullandığı Fildişi Sahili’nde organik kakao çekirdekleri bulmak artık oldukça zor. Ancak, sadece organik ürünlerle çalışmakla kalmayıp sürdürülebilir ve sağlıklı bir şekilde çalışmayı taahhüt eden birkaç fabrika günümüzde hala etkin olarak varlıklarını sürdürmektedirler.
Fransa–Lübnan kökenli bir Fildişili olan Dana Mroueh, çok fazla çikolata üreten bir ülkede çevre dostu çikolata üretmenin yollarını arıyor. Şirketi Mon Choco, kakao çekirdeklerini öğütmek için bir bisiklet kullanıyor. Üstelik bu fabrikanın özellikleri bunlarla sınırlı değil. Fabrikada çikolata üretimi için el ve ayaklar kullanılıyor.
Mroueh bir röportajında, “bisiklet değirmeni çevre dostu felsefemizi uygulamamız için bir fırsattır. Minimum elektrik kullanarak çevreye olabildiğince az bir etki yapmak istiyoruz. Öğütme işleminin kısa bir çalışma ile sonuca dönüşmesi de eğlenceli bir işlemdir” diyor ve ekliyor: “Kakao çekirdeğini elektrikli bisikletle ezerek enerji tüketimimizi azaltmanın yanı sıra, geri dönüştürülmüş kâğıt kullanıyoruz ve kakao kabuğunu yeniden değerlendiriyoruz. Gerçekten Fildişi kültürünü ve unutulmuş çiftçilerini geliştirmek istiyoruz.”
Mroueh’e göre, Mon Choco’nun eşsiz tadı kakaonun kavrulmaması ve hiçbir ek katkının bulunmamasından kaynaklanıyor, bu da çiğ kakaonun otantik tadını yansıtıyor. Çoğu çiftçi kimyasal ve böcek ilacı kullandığı için organik kakao çekirdeği bulmak zor olsa da Mroueh organik ürün üretmekte oldukça kararlı. “Biz zanaatkâr çikolatacılarız, bu yüzden işlemimizin her aşamasını manuel olarak gerçekleştiriyoruz; kakao kabuğundan çikolatalı tabletlerin ambalajlanmasına kadar… En önemli avantajlarımızdan ve fikirlerimizden biri, kakao kabuğunu kızartmamamızdır. Çiğ çikolata kullanıyoruz. Bu, kakao kabuğunun lezzetini ve besin değerini korumasını sağlar. Protein ve antioksidanlar bakımından daha zengin, tadı da gerçekten farklı çikolatalar ortaya koyuyoruz” demiştir.
Reuters ayrıca, Mon Choco ve diğer tür girişimlerin Fildişi Sahili’nde gelişmesine rağmen, yıllık 2 milyon tondan fazla kakao çekirdeği üreten bir ülkede sadece 5 bin ton kakao çekirdeğinin organik pazarını karşıladığını bildirdi.
Organik üretim ile üretilmiş kakao çekirdekleri pahalıdır, çünkü üretimlerinde daha az ana bileşen kullanılır. Bu da yerel halk için çekirdekleri erişilmez hale getirir. Bununla birlikte, bu tür girişimlerdeki bir artış, kakao ve çikolata üretiminin güzergahını daha çevre dostu çözümlere doğru değiştirebilir.
