Aşure, buğday, nohut, fasulye gibi bakliyatlarla kayısı, incir, nar, fındıki ceviz gibi yemiş ve meyvelerin birlikte kaynatılması sonucu ortaya çıkan bir yiyecektir. Pişirilmesi gelenek haline gelen aşurenin bu özelliği hicri takvime göre Muharrem ayına denk gelmesi gerektiğindendir. İslami inançlara göre bu tarihte Nuh, büyük tufan olayından sonra karaya ayak bastığında elinde kalan malzemelerle yapmıştır bu tatlıyı. Dolayısıyla günümüzde de hicri takvimin Muharrem ayının genel olarak onuncu gününde bu tatlı yapılır ve komşulara dağıtılır. Kelime olarak ise dilimize Arapça ‘’aşura’’ kelimesinden geçmiştir.
AŞURE GELENEĞİ
Aşure geleneği İslam mezheplerinde yaygın olduğu gibi Hristiyanlarda ve Musevilerde de farklı isimlerde yer almaktadır. Geçmişten günümüze devam etmekte olan ve yaygın olan bu aşure geleneği çeşitli organizasyonlarda da yerini almaktadır. Özel günlerde tercih edilen ve sevilen bu yiyeceğin görsel olarak cezbedici olması da kutlamalara yakışmaktadır. Lezzetinin yanı sıra yiyenlerine görsel şölen sunmaktadır.
AŞURENİN İÇİNDE NELER VAR?
Aşure geleneğinin uygulandığı toplumlarda geleneğe yüklenen anlama göre tatlının içerisine konan malzemeler ve tarihi de değişiklik göstermektedir. Bu değişkenlikler bir yana ortak olan düşünce ise malzemenin bolluğu ve bereketidir. Malzeme bakımından zengin içeriğe sahip olan bu yiyeceğin bereketi temsil ettiğine inanılır. Temelde malzemelerin içerisinde kabuksuz buğday, fasulye, nohut, üzüm, ceviz, fıstık, fındık, kayısı, incir yer almaktadır. Bu malzemeler uzun süre kaynatılarak pişirilir ve özenle süslenir. Yapımı tamamlanan aşurelerin duası yapılır ve bu sayede aynı zamanda şifalı bir yiyecek olduğuna da inanılır. Ardından başta varsa hasta yakınlara ve çocuklara, daha sonra da yakın çevreden başlanılarak komşulara dağıtılır. Kabul edilen aşure ise tabağı yıkanmadan teslim edilir. Artan aşureler meyve ağaçlarının dibine dökülür. Bu durum ise bu ağaçların daha çok meyve vereceği inancından kaynaklanmaktadır.
AŞURE YAPMANIN PÜF NOKTALARI
Yapılışı yöreden yöreye değişiklik gösterse de belli başlı ortak noktalar bulunmaktadır. Genel olarak yapımını inceleyecek olursak bir gece önceden buğday, fasulye ve nohutun ayrı ayrı ıslatılmasıyla işe başlayabiliriz. Ertesi gün buğday iyice piştikten sonra içerisine nohut ve fasulye ilave edilir. Karışım tekrar kaynatılır. Ardından pişerken içerisine şeker ve üzüm eklenir. Küçük küçük doğranmış kayısı ve incir de ilave edildikten sonra 5-6 dakika daha pişirilir. Son olarak karanfil katılır. Aşure piştikten sonra kaselere sıcak sıcak paylaştırılır. Üzeri ceviz, nar, fıstık, tarçın ile süslendikten sonra servisi yapılır. Çeşitli yörelerde üzerine susam da eklenebildiği gibi içerisine de bakla, mısır ve börülce katılmakta, pekmezle tatlandırılmaktadır.
RAFİNE ŞEKERSİZ AŞURE
MALZEMELER:
- ½ kg aşurelik buğday
- 1 su bardağı haşlanmış kuru fasulye
- 1 su bardağı haşlanmış nohut
- 6 su bardağı su
- 1 çay bardağı küçük doğranmış kuru kayısı
- 1 çay bardağı küçük doğranmış kuru incir
- 1 çay bardağı kuru üzüm
- 4 yemek kaşığı bal
- 5-6 adet karanfil
- ½ çay bardağı dövülmüş fındık
- ½ çay bardağı fıstık
- 1 avuç cevizi içi
- 1 yemek kaşığı toz tarçın
- 3-4 adet kabuk tarçın
- ½ çay bardağı nar tanesi
Yapılışı: Buğdayı 2-3 saat kadar suda bekletin. Ardından suyla beraber orta ateşte pişirin. Buğday yumuşadığında içerisine nohut ve fasulyeyi ilave edip 15-20 dakika daha pişirin. Kuru kayısıyı, kuru inciri, üzümün yarısı ve karanfili karışıma ilave edip kaynatın. 10 dakika sonra altını kısıp balı ekleyin ve hafifçe karıştırın. Fındığı da karışıma ekleyip tekrar karıştırdıktan sonra aşurenizi kaselere paylaştırın. Her kaseyi nar, fıstık, ceviz, üzüm ve tarçınla süsleyip servis yapın.