İstanbul sokaklarıyla, yemekleriyle, tarihi ve modern yapısıyla öyle büyülü bir şehir ki bazen telaşlı koşuşturmaların arasında fark edemiyor insan. Binlerce yıldır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış yedi tepeli şehir, gerek mimarisiyle gerek kültürüyle ve gerekse yemek çeşitleriyle her medeniyetin farklı izlerini taşıyor. Çok severiz bazen Üsküdar’da salep içmeyi, ta Kanlıca’ya yoğurt için gitmeyi, Taksim’de kestane kebap yemeyi… İstanbul’un her semtinin her sokağının farklı bir lezzeti var. İstanbul’da doğmuş ve şehrini severek, tanıyarak büyümüş olanlar belki buraları zaten çok iyi biliyor, belki de bazılarımız yeni öğrenecek. Dilerseniz, hep birlikte şimdi onlara bir göz atalım.

BEYKOZ/ KANLICA – KANLICA YOĞURDU

Avrupa Yakası’nda oturan her eski İstanbullu, karşı yakaya her geçişinde, hele ki Beykoz – Çamlıca taraflarına geçiyorsa Kanlıca yoğurdu almadan dönmezler. Belki biz abartıyor olabiliriz ama aslında eskiden gerçekten öyleymiş. Küçücük Kanlıca’nın, kocaman bir İstanbul nostaljisinin simgesi olan Kanlıca yoğurdu, 93 Harbi sırasında Bulgaristan’dan Kanlıca’ya gelen ailelerle ülke topraklarına girmiştir. Sakkaf ailesi de bu ailelerden biri. 120 yıldır Kanlıca yoğurdu üreten İsmailağa Kahvehanesi’nin şu anki sahibi, beşinci kuşak torun olan Muhammed Ali Sakkaf. Beykoz köylerinden aldıkları sütü hiçbir fabrika işlemi olmadan işliyorlar. Hatta onun büyük market zincirlerinde de bulabilirsiniz. Kanlıca yoğurdunun yıldız özelliği ise pudra şekeri ile yenmesi.

Kanlıca yoğurdu nerede yenir?

İsmailağa Kahvehanesi – Asırlık Kanlıca Yoğurdu

• Adres: Kanlıca Mahallesi, Halide Edip Adıvar Cad. Kanlıca İskele Meydanı No:2, 34810 Beykoz/ İstanbul
• Telefon: 0(216) 413 44 69
• Fiyat: 7 TL

SULTANAHMET – SULTANAHMET KÖFTESİ

Ekmek, soğan, tuz ve etin ortaya böylesi bir lezzet çıkaracağını kim tahmin edebilirdi ki! Sultanahmet’te yemek deyince aklımıza elbette köftesi gelir. Havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez ama biz onu tüketmeye bayılıyoruz. 1920’de Mehmet Seracettin Bey’in Sultanahmet’te, Divan köşesinde aştığı o küçük dükkân, ne kadar önemli Türk mutfağı için… Şimdi biz onu “Sultanahmet Köftecisi-Selim Usta” adıyla ziyaret ediyoruz. Evet, İstanbul’un her yanı Sultanahmet Köftecisi dolu fakat bunun önüne geçmek için köftecinin ismini “Sultanahmet Köftecisi – Selim Usta 1920” olarak değiştirmişler. Gönül rahatlığıyla oraya gidip bir asırlık lezzetin keyfine varabilirsiniz. Merkez dükkân dışında, Selamiçeşme, Çağlayan, Taksim ve Viaport’ta da Selim Usta 1920’yi görebilirsiniz.

Sultanahmet köftesi nerede yenir?

Sultanahmet Köftecisi – Selim Usta 1920

• Adres (Sultanahmet): Alemdar Mahallesi, Divan Yolu Caddesi, No:12, İstanbul/ Türkiye
• Telefon: 0(212) 520 05 66 – 0 513 64 68
• Adres (Selamiçeşme): Bağdat Caddesi, Mustafa Mazharbey Sokak, Fahriye Apartmanı No:2, D:1, Göztepe – Kadıköy
• Telefon: 0(216) 360 90 30
• Fiyat: Bir porsiyon 20 TL

FATİH/ KADINLAR PAZARI – BÜRYAN

Siirt ve Bitlis’in paylaşamadığı çocuğu Büryan, Fatih Kadınlar Pazarı’nda sıralı dükkânlarını göreceğiniz bir başyapıt. 3 metrelik kuyularda gece boyu pişen o kemikli eti yemek için soluğu orda alır büryan müdavimleri. En ünlü restoranlarından biri de Şeref Büryan Kebap Salonu. 1892’de açılan Şeref Büryan’ın takipçileri oldukça fazla ve ünü artmaya devam ediyor.

Büryan kebabı nerede yenir?

Şeref Büryan Kebap Salonu

• Adres: Zeyrek Mahallesi, İtfaiye Caddesi, No:4 Fatih- İstanbul
• Telefon: 0(212) 635 80 85
• Fiyat: Ortalama 33 TL

TAKSİM – BEYOĞLU ÇİKOLATASI

Çikolatayı hep Belçika’dan, Almanya’dan, İsviçre’den gelince mi baş tacı yapacağız? Çikolata, Beyoğlu’nda da güzeldir efendim. Hem de nostaljidir. İstiklal Caddesi’nde göreceğiniz birkaç küçük çikolata dükkânı, nostaljidir. Beyoğlu Çikolatacısı da onlardan biri. Asıl adı Zambo Çikolata olan dükkân 1950’de kurulmuş. Küçücük dükkânın kapısının önünde hep uzunca insan kuyrukları oluşur, girenin de o tabletler, drajeler, madlenler arasında başı döner. Çok da güzel kokan samimi bir yerdir orası.

Beyoğlu çikolatası nereden alınır?

Tarihî Meşhur Beyoğlu Çikolatacısı

• Adres: Kâtip Mustafa Çelebi Mahallesi, İstiklal Caddesi 69/A, 34433, Beyoğlu/ İstanbul
• Telefon: 0(212) 249 53 64

UNKAPANI – TAVUKLU PİLAV

En vazgeçilmez sokak lezzetlerinden biridir tavuklu pilav. Kimileri sade yer, kimileri ketçap sıkar yer tüm sistemi devirerek… Pilav üstüne ketçabı bağdaştıramayan coşkulu kesim diğer tarafı orijinalliği bozmakla suçlar… Ne olursa olsun, biz tavuklu ve nohutlu pilavı çok seviyoruz. Yıllardır köprü altlarında, yol kenarlarında, duraklarda dolanan pilav arabalarını, eskisi kadar sık olmasa da, aramızda hâlâ görüyoruz. Özellikle Unkapanı’nda bu arabalardan hep varmış. Bir arabayla başlayan 100 yıllık serüvenin kahramanını tanıştıralım sizlerle öyleyse: Unkapanı Pilavcısı. Zamanla şubesini de Unkapanı’nda açmış, merak edeni bol, lezzeti ondan da bol küçük, sevimli dükkân burası. Şunu da ekleyelim, o araba hâlâ dükkânın önünde, oradan da satış yapıyorlar.

Unkapanı pilavı nerede yenir?

Meşhur Unkapanı Pilavcısı

• Adres: Hacı Kadın Mahallesi, İ.M.Ç Çarşısı 5.Blok, No.5569, 34846, Fatih/ İstanbul
• Telefon: 0(212) 514 27 74
• Fiyat: 10 TL

ORTAKÖY – KUMPİR

Ortalama bir İstanbullu, yılda en az bir kere “Ortaköy’e gidelim de Boğaz’a karşı bi’ kumpir yiyelim” demiştir. Beşiktaş’ın az ilerisi, sahili, camisi, sahafları ve de kumpircileriyle ünlü Ortaköy, İstanbul’un en kalabalık semtlerinden biridir. Daha adımınızı attığınız ilk anda, kumpircilerin davetleriyle karşılaşırsınız. Patatesi çok seven bir millet olarak, biz onun kumpir olmuş haline de tavız. Başta sıralı garnitürlerin ve sosların hepsini koydurmamak için kendimizi zor tutsak da önünde sonunda dağ gibi kumpirle çıkarız oradan. Ortaköy Camii’nin sol yanında konuşlanmış Beltaş Rest Cafe, Boğaz’a sıfır oturarak bu keyfi yaşayabileceğiniz mekânlardan biri. Ancak sahil boyunca sıralı dükkânlardan herhangi birini seçebilirsiniz, hayal kırıklığına uğramayacağınıza eminiz.

Kumpir nerede yenir?

Beltaş Rest Cafe

• Adres: Ortaköy Mahallesi, Mecidiye Köprüsü Sokak, No: 1, 34347 Beşiktaş/ İstanbul
• Telefon: 0(212) 259 07 32
• Fiyat: Ortalama 16 TL

SÜLEYMANİYE – KURUFASULYE

Süleymaniye’nin o tarihî kokusu ve havası bir başkadır. Orada kuru fasulye yemek ise daha başka. Kuru fasulyenin Türk mutfağı için önemi inkâr edilemez. Pastırmalı, pastırmasız, pilav üstü ya da sade… Müdavimleri öyle çok ki her hafta bir kere yemeden duramayanları biliyoruz. Öyle ki biz onlara “tiryaki” diyoruz. Süleymaniye, kuru fasulyenin İstanbul’da yeneceği en doğru adres olabilir. Elbette diğer semtlerde de mevcut. Kuru fasulyeciler için fasulyenin geceden ıslatılması, suda bekleme süresi, içine kattıkları yağlar ve pastırmaların özenle seçimi, pişirilme yöntemi öyle önemli ki, bu konuda her ustanın tarzı farklı. Yıllara meydan okuyan bir endamla Süleymaniye’de konuşlanmış Erzincanlı Ali Baba, en ünlü kuru fasulyecilerden biri. “Kömür ateşinde bir lezzet fırtınası” iddiasıyla bu işte ilerleyen mekân, gerçekten de beklentileri fazlasıyla karşılıyor.

Kuru fasulye nerede yenir?

Tarihî Meşhur Kuru Fasulyeci Erzincanlı Ali Baba

• Adres: Süleymaniye Mahallesi, Süleymaniye No. 7, Prof. Sıddık Sami Onar Caddesi, 34116 Fatih/ İstanbul
• Telefon: 0(212) 513 62 19
• Fiyat: 8 TL

KADIKÖY- KUP GRİYE

Kup Griye yiyince, başka bir dünyaya geçiyorsunuz efendim. Adını Fransızca “coupe grillée” yani “ızgara edilmiş kup”dan alır. Aslında bu isim, şekeri karamelize etmelerinden geliyor. Vanilyalı ve karamelli dondurmanın üzerine kremşanti, bal badem ve asıl yıldız karamel sosuyla yaz aylarının en karşı konulamaz lezzeti kup griye, tarihi Baylan Pastanesi’nde 1954’ten beri, tatlıların assolisti. Bu benzersiz lezzeti bizlerle tanıştıran Baylan Pastanesi’ne buradan da bir teşekkürü borç biliriz.

Kup griye nerede yenir?

Tarihî Baylan Pastanesi

• Adres: Caferağa Mahallesi, Muvakkithane Caddesi No: 9/ A 34710 Kadıköy/ İstanbul
• Telefon: 0(216) 346 63 50 – 0(216) 336 89 19
• Fiyat: 18,5 TL

FATİH/ VEFA – BOZA

Boza; mısır irmiği, su ve şekerden hazırlanan, Orta Asya Türkleri tarafından yapılmaya başlanmış bir tür mayalı içecektir. Özellikle eskiden mahalle arasından geçen “bozaaa!” seslerini çoğumuz hatırlarız. Özellikle kış aylarında tercih edilen boza, yoğun kıvamı ve hafif mayhoş tadıyla çok sevilse de tadına bir türlü alışamayanlar da mevcut. Boza ile Vefa ikilisini elbette çoğumuz biliyoruzdur. Hele ki Tarihî Vefa Bozacısı’nı… 1870’lerden beri, Arnavutluk’tan göç eden Hacı Sadık Bey , bozayı evinin altında hazırlayarak saray ve çevresinde, omzunda bakır güğümle satışlarını yapmıştır. Özellikle dönemin ünlü bürokratları, politikacıları, saray eşrafı ve mahallelileri tarafından yoğun talep gören Hacı Sadık Bey, 1876’da, Vefa Bozacısı’nı açmıştır. Atatürk’ün de müdavimi olduğu Vefa Bozacısı’nda müşteri hiç eksik olmaz. Bozanızı alır, üzerine dilerseniz tarçın ekletir, tam dükkânın karşısındaki Vefa Leblebicisi’nden de sıcak, taze kavrulmuş leblebi alarak lezzetine doyarsınız. Bu arada belirtelim, Vefa Bozacısı hâlâ tarihî yapısını koruyor, kapıdan girdiğinizde, tam karşı duvarda Mustafa Kemal Atatürk’ün boza içtiği bardağını, küçük bir camekânda görebilirsiniz.

Küçük bir öneri: Naçizane bir tavsiyede bulunmadan duramayacağım. Vefa Bozacısı’na çok yakın Reşat Nuri Sahnesi’nde bir oyuna girin. Çıktıktan sonra boza içmeye gitmek öyle zevkli ki! Sırf bunun için bir ritüel haline bile getirebilirsiniz.

Boza nerede içilir?

Vefa Bozacısı

• Adres: Mollahüsrev Mahallesi, Vefa Caddesi, No. 66, 34134 Fatih/ İstanbul
• Telefon: 0(212) 519 49 22
• Fiyat: Bir bardağı 3 TL