İzmir, adını duyunca bile bir sıcaklık, samimiyet ve neşeyi hissettiren bir şehir bizler için. Damağı en çok gelişmiş şehirlerimizden biri olan İzmir, birbirinden değerli lezzet durakları ile bizleri kendine daha da çok çekiyor. Bizler de bu yazımızda Ege bölgesinin incisi olan İzmir’in lezzet duraklarını sizler için derledik.
Sıcak Boyoz ve Subya ile Güne Başlayın
Sabahın ilk ışıklarıyla capcanlı olmaya başlayan Alsancakla güne başlıyoruz. Alsancak’ta bulunan Dostlar Fırını, sıcacık ve lezzetli boyoz için nefis bir adres. İlk yapanı Avram Usta olan olan, Musevi asıllı bir tür poğaça olarak da bilinen boyozu İzmirlilere tanıştıranın da Avram Usta olduğu bilinmektedir. Dostlar fırını ise 1900’lü yıllardan bu yana boyoz yapmakta ve günden güne lezzetine lezzet katmaktadır. Patatesli, patlıcanlı, peynirli ve ıspanaklı gibi birçok çeşidi bulunan boyozun her cinsti parmakları yedirtecek cinsten diyebiliriz. Boyoz yanında içilen subya ise bu lezzete lezzet katıyor. Hem tatlı, hem de doyurucu bir lezzet olan bu içecek İspanya’dan göç eden Yahudilere ait. Kavun çekirdeklerinin sıkılmasıyla elde edilen subya, çok eski zamanlarda her köşe başında satılırmış ve en meşhuru ise çok eski zamanlardan şimdiye kadar kalan Kemeraltı Çarşısı’ndaki subyacı İsmail Kızılay imiş.
Gevrek ile Kendinizi Mutlu Edin
Lezzet duraklarımızın ikincisinde ise gevrek fırını yer almakta. Simitin gevrek olarak adlandırıldığı İzmir’de bu işin ustası Zeynel Ergin. 83 yaşında halen işinin başında olan ustanın gevrekleri pişirdiği Alsancak’taki fırını tam 150 yıldır hizmet vermekte. Hamurunun pekmezli suda kaynatıldığı ve burgusuz yapıldığı bu gevrek İzmirlilerin olmazsa olmazı arasında yer almakta.
Kemeraltı Lezzetlerine Uğramadan Gitmeyin
Kemeraltı Çarşısı’nın simgelerinden olan tam 67 yıllık Gül Kebap’ta tadacağınız döner, bir kere yedikten sonra tekrar tekrar yemek isteyeceğiniz lezzetler arasında yer almakta. Bakır sahanda sunulan kebap, döner, yağda kızarmış köfte, kemik suyuyla ıslatılmış ekmek, domates sosu, ince kıyılmış maydanozdan oluşan bu lezzeti çok seveceğinize garanti verebiliriz.
Bizim Lokanta ise Kemeraltı Çarşısı’nın önemli lezzetleri arasında yer almakta. Öğle saatlerinde önünde oluşan uzun kuyruklar her ne kadar göz korkutucu olsa da beklemeye değer olduğunu söyleyebiliriz. Balık çorbası, ördek ve kaz etli tavuk çorbası, zeytinyağlı yaprak sarmasının mutlaka tadına bakılmalı diyoruz.
Kokoreç severler için de bir güzel fikrimiz elbette olacak. İşte bu fikrimizi destekleyen lezzet ise Şemikler Semtindeki Baki Usta’dan geçiyor. Bulgaristan göçmeni bir aileden gelen usta, sakatatı iyi bilenlerden ve tam 36 yıldır kokoreçlik yapmakta.
Hadi kokoreçten sonra bir de söğüşçüye gitmeye ne dersiniz? Söğüşçü Muammer Usta’nın üç kişilik büfesindeki söğüş, İzmir dışında pek bilinmiyor. Haşlanmış kellenin ince kıyılıp, dürüme sarıldığı söğüş, dürümün içine biraz yanak, biraz dil, biraz beyin gibi tatların eklenip baharatlarla iyice özümsenmesinden oluşuyor ve adeta bir lezzet şöleni ortaya koyuyor.
Tatlısız Olmaz
Tatlısız olmaz diyenlerdenseniz doğru yerdesiniz. Ayrıca tatlı sevmem diyenlerdenseniz de aslında doğru adrestesiniz çünkü sizin için çok güzel fikirlerimiz var. Eğer iyi bir tatlı arıyorsanız Kemeraltı Çarşısı’ndaki Hisarönü Şambali Tatlıcısı’nda soluğu alabilirsiniz. İki kişinin zor sığdığı bu dükkanda müşteriler kapı önünde kuyruk oluşturuyor. Bir dilim Şambali tatlısı için uzun uzun sıra beklemeye sabır gösterenler ise iyi ki gelmişim diyor.
Şambali’nin lezzet sırrı ise irmik, şeker ve fıstıktan geçmekte. Bakır tepside odun ateşinin üzerinde kızaran bu lezzet 1900’lü yıllardan bu yana İzmirlilerin damaklarını mest ediyor.
Şambali sonrasında lokma lezzetinden de İzmir’in adı geçmişken bahsetmesek olmaz. Fatih Kebap Salonu’na ve Özyad Lokmacısı’na uğramadan etmeyin ve lokmanın enfes tadına varın diyoruz.
