Salata, hepimizin bildiği gibi genelde sebzelerden ve nadiren de (veya katkı malzemesi olarak) meyvelerden yapılan; üzerlerine zeytinyağı, limon suyu veya nar ekşisi gibi çeşitli soslar veya bazı hâllerde yoğurt dökülerek, diyette değilseniz ana yemekten daha çok ana yemeğin yanında bir yardımcı yemek olarak tüketilen, taze yiyecek karışımına deniyor. Bazı zamanlarda içerisine tıpkı makarnalarda olduğu gibi peynir, tavuk eti, jambon veya ton balığı da eklenerek lezzet çeşitliliği sağlanabiliyor. Hangisinin tercih edileceği, kişinin damak tadına kalmış elbette.
Peki, mevsimine ve yapıldığı yere göre burada sayamayacağımız kadar çeşidi bulunan salatanın geçmişi ne kadar eskiye dayanıyor, hiç merak ettiniz mi? Aslında salatanın geçmişi neredeyse insanlığın tarihi kadar eskidir. Nitekim insanoğlunun ataları, ateş ve pişirme ilk icat edilene dek, beslenme ihtiyaçları için doğada buldukları yeşillikleri, çeşitli otları, meyveleri, sebzeleri ve yemişleri tüketmişlerdir. Bu bakımdan, insanoğlunun ilk keşfettiği beslenme yönteminin, aslında salatanın kökenini oluşturduğunu söylememiz hiç de yanlış olmaz.
Amerikalıların ve İngilizlerin ana yemekten önce, biz Türkler ve bizim gibi Akdeniz insanları olan İtalyanların bilhassa balık başta olmak üzere ana yemekle birlikte, Fransızlarınsa ana yemekten sonra tüketmeyi sevdikleri bu vitamin deposu yardımcı yemeğin patateslisinden somonlusuna, çoban salatasından küflü peynirlisi ve cevizlisine, tahıllısından bifteklisine, birçok çeşit salata tarifinin nasıl yapıldığını merak ediyor musunuz? O zaman aşağıdaki pratik, lezzetli ve tek başına tüketildiklerinde de doyurucu salata tariflerimize buyrunuz…