Ana sayfa Genel Toprağın Altında Yetişen Yumrulu Bitkiler

Toprağın Altında Yetişen Yumrulu Bitkiler

751
0

Faydaları saymakla bitmeyen yumrulu bitkiler, besinleri köklerinde depo ederlerken, toprağın altında kalan gövdelerinin uç kısmında da yedek besin maddelerini tutarlar. Yedeklenen bu besin maddeleri nedeniyle irileşmiş bu uç kısma yumru adı verilir.  

Özellikle kış aylarında oldukça değerlenen ve vücudumuz için adeta bir lütuf sayılan yumrulu sebzeler ister tencere yemeklerinde, ister çorbalarda, ister salatalarda kullanabileceğiniz, oldukça geniş yelpazeli tariflere sahiptir. Biz de bu yazımızda toprak altında büyüyen yumrulu sebzeleri biraz daha yakından tanımak ve onlara hak ettikleri değeri vermek istedik.

Zencefil

Mor ve pembe çiçeklere sahip tropik bir yumrulu bitki olan zencefil taze olarak tüketilebileceği gibi, kurutulup öğütülerek toz haline getirilmiş kökleri de birçok yemeğin yapımında kullanılmaktadır. Aynı zamanda özellikle kış aylarında vücut direncini arttırmak için sık sık çay olarak da tüketilir.

Çin başta olmak üzere birçok kültürde tıbbi alanlarda kullanılmış olan zencefil tam bir antioksidan görevi görür. Antienflamatuvar etkileri sayesinde bağırsakları rahatlatarak sindirim sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur, bakteri ve mantar gibi enfeksiyonları önler, diş eti iltihabı gibi hastalıklara karşı koruyucudur. Aynı zamanda doğal bir balgam söktürücü olan zencefil, bağışıklık sistemini güçlendirmede de oldukça etkili bir rol oynar.

Patates

Orta ve Güney Amerika kökenli olduğu bilinen ve tarımına 1610’lu tarihlerde başlanan tatlı patates, özellikle çocukların bayılarak tükettiği bir yiyecek olma özelliğini hala koruyor. Sadece eğlenceli bir atıştırmalık olmasının ötesinde Türk mutfağında da önemli bir yere sahip olan patates, sevilen bir yemek olmasının yanında pek çok da faydaya sahip. Her şeyden önce tam bir nişasta deposu olması sebebiyle şeker hastalarının beslenme listesinde ilk sıralarda yer alır, hemen hemen yağsız bir gıda olduğu için de diyet yapanların vazgeçilmezidir, elbette üzerine ketçap dökülerek yenen patates kızartmalarından bahsetmiyoruz. Haşlanan ya da fırında pişirilen patates içerdiği yoğun lif sayesinde tokluk hissi sağlar ve sindirim sistemini destekler.

Turfanda bir patates, yetişkin bir insanın C vitamini ihtiyacının günlük 8’de 1’ini karşılar. C vitamini kemikler, kaslar, cilt ve diş etleri için oldukça önemlidir ve vücutta antioksidan işlevi görür.

Aynı zamanda glütene karşı hassasiyet gösteren kişiler için de patates son derece değerli bir besindir. Ancak patatesi nasıl pişirdiğinize bağlı olarak, içerdiği besin ögeleri değişkenlik gösterebilir. Patatesi kabuğuyla haşlamak en sağlıklı yöntemdir. Unutulmaması gereken bir diğer önemli konu da nemsiz ve serin ortamlarda saklanması gerektiğidir. Üzerinde yeşil lekeler oluşan ya da filizlenen patatesler kesinlikle tüketilmemelidir.

Havuç

Anavatanı Türkiye olan ve konserve yerine kışlık bir sebze olarak tüketmeyi tercih ettiğimiz havuç, vitaminler ve mineraller açısından oldukça zengin olması bakımından vücudumuzun hastalıklara karşı en büyük destekçileri arasındadır. A, B, C, D ve E vitaminleri bakımından da oldukça zengin olan havuç, ihtiva ettiği karoten ve fosfor sayesinde göz ve cilt hastalıklarının da önlenmesine yardımcı olur.

Bağırsakları çalıştırarak sindirim sisteminin düzenlenmesini sağlayan havuç iyi bir gaz ve idrar söktürücüdür.

Soğan

Kimisi kokusuna tahammül bile edemezken, kimisi sofraya soğan olmadan oturmaz. Seveni olduğu kadar hatırı sayılır miktarda sevmeyeni olan soğan aslında tam bir bütünleştiricidir; çünkü sofrasına konuk olduğu evin kültür ve gelir düzeyine bakmaz. Ülkemizde de patates ve domatesten sonra üretim sıralamasında üçüncü sırada gelmektedir.

Tam bir C vitamini deposu olan soğanın faydaları gerçekten saymakla bitmez. Doğal bir grip aşısıdır, mikroplara karşı vücut direncini güçlendirir, astım ve soğuk algınlığına karşı vücudu korur, zihinsel yorgunluğu giderir, böbrek taşı gibi sorunların giderilmesinde önemli bir yardımcıdır. Aynı zamanda süt yapıcı özelliği sebebiyle, emziren annelerin bol miktarda tüketmeleri tavsiye edilir.

Yer Elması

Yamru yumru görüntüsüyle pazar tezgahlarında pek de albenisinin olmadığı bir gerçek ancak besin değeri açısından patatese oldukça yakın olan yer elmasının özellikle sindirim sistemi şikayetlerinde son derece etkili olduğu biliniyor. İçerdiği yüksek oranda fosfor sayesinde kemikleri korur ve kemik erimesiyle savaşır.

Demir eksikliği yaşayanların da tüketmesi gereken bir besindir çünkü bir porsiyonunda yaklaşık 13 mg demir ihtiva eder. Lifli yapısı sayesinde bağırsakların dostudur, kabızlığın önlenmesinde etkin rol oynar, hemoroit şikayetlerini azaltır.

Başta kalp olmak üzere tüm vücut fonksiyonları için oldukça önemli bir mineral olan potasyum açısından zengin olan yer elması, özellikle kalp yetersizliği yaşayan hastaların önemli bir yardımcısıdır.

Şalgam

Acılı ya da acısız, özellikle et yemeklerinin en gözde yancısı olan şalgamın faydaları pek bilinmez ama şalgam bol miktarda lif içermesi nedeniyle sindirim sistemimizin en iyi dostlarındandır. Tok tutar, hazmı kolaylaştırır, içerdiği zengin A ve B vitaminleri bakımından da çok güçlü bir antioksidandır. Günde 1 bardak şalgam suyu içildiğinde kan şekerinizin düşmesine yardımcı olur, kolesterolü dengeler. Aynı zamanda içerdiği glukazionelit kansere karşı önemli bir koruyucudur ve tümörleri küçültmesiyle bilinir.

Ergenlik döneminde olanlara güzel haber; şalgam suyu ergenlik kâbusu olan sivilcelerin de düşmanıdır. Bonus olarak da kilo vermeye yardımcı olur.

Turp

Ana vatanı Orta ve Doğu Asya olan turp oldukça eski bir kültür bitkisidir ve ülkemizde de oldukça sevilerek tüketilir. Turp bitkisinin birden fazla çeşidi vardır; kırmızı ve küçük olanlarına fındık turpu, beyaz olanlarına kestane turpu, siyah olanlarına da ayır turpu adı verilir.

Çok sağlıklı insanlar için “Turp gibi” deyiminin kullanılıyor olması tesadüf değildir; içerdiği vitamin ve minerallerle tam bir sağlık deposu olan turp, bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli bir destekleyicidir.

Yemeklerin yanında çiğ olarak tüketildiğinde iştah açıcı bir özelliğe sahip olan turp, aynı zamanda içerdiği kükürtlü bileşikler nedeniyle gaz şikayetlerine neden olabilir, bu nedenle özellikle ülser, gastrit gibi şikayetleri olan kişiler mutlaka doktor kontrolünde tüketmelidir.

Siyah turp özellikle bronşit, öksürük gibi rahatsızlıklarda doğal bir öksürük şurubu görevi görürken, beyaz turp romatizmal rahatsızlıklardan kaynaklanan ağrıları hafifletmesi ve stresi azaltmasıyla bilinir. İçerdiği folik asit nedeniyle beyaz turp aynı zamanda hücrelerin onarımını sağlayarak yaşlanmayı yavaşlatır. Kırmızı turp ise C vitamini deposudur; soğuk algınlığına karşı vücudu korurken, kalp damar hastalıkları riskini azaltır, potasyum içeriğiyle tansiyonu düşürücü özelliğe sahiptir.

Pancar

Pazar tezgahlarında kırmızı rengiyle en çok dikkati çeken sebzelerden biri olan pancar, C vitamini, fosfat, potasyum gibi birçok vitamin ve minerale sahip olmasıyla albenisinin hakkını veriyor.

Pancara rengini veren betalain yüksek oranda antioksidan özelliğe sahiptir, kalbi korur, kansere karşı savaşır. İçerdiği C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir, solunum yolu enfeksiyonlarının geçirilmesinde oldukça önemli bir yardımcıdır. İçeriğindeki nitrat beynin kanlanmasını, yaş ilerledikçe beyne giden kan akışının yavaşlamasından kaynaklı Alzheimer, bunama gibi hastalıkların önlenmesini sağlar. Hipertansiyon hastalığında kan basıncını düşürerek tedaviye yardımcı olur ancak mutlaka doktor kontrolünde tüketilmelidir. Aynı şekilde ortalama 130 gramlık bir pancarda 9 gram şeker bulunması sebebiyle, diyabet hastaları da kontrollü bir şekilde pancar tüketmeli, diyet listeleri oluşturulurken mutlaka doktora danışılmalıdır.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here