Günlük hayatımızda sürekli bir koşuşturma içindeyiz. Bu koşuşturma içerisinde de verdiğimiz aralarda, dinlenme zamanlarımızda bir şeyler yiyip içme ihtiyacı duyuyoruz. Bulunduğumuz her yerde de her şeye rahatlıkla ulaşma imkânı veya zamanı elde edemediğimiz oluyor. İşte bu noktada aslında daha sağlıklı ve pratik olan yöntem aslında kendi besinimizi ya da içeceğimizi yanımızda taşımaktır. Bu yazımızda ise üzerinde duracağımız konu içeceklerimizi nasıl daha sağlıklı yanımızda taşıyacağımız…
SUYU NASIL TAŞIMALIYIZ
Hem hayatımızın vazgeçilmezi hem de vücudumuzun büyük bir bölümünü oluşturan suyla başlayalım taşıma konusuna. Son zamanlarda da tartışması sıklıkla yapılan suyun taşınmasında plastik şişeler sınıfta kalmıştır. Etrafımızdaki bir marketten alınıp gün boyu ya da ertesi günlerde kullanılan plastik şişeler çevreye olumsuz etki göstermektedir. Bir polimer olan ve bazı çalışmalar sonucunda suyu da zehirlediği ortaya konulan polietilen tereftalat (PET) bu olumsuz etkileri göstermesine sebep olur. PET’lerden ftalat, tüm plastik şişelerde bulunan ve insan sağlığına zarar verip endokrin problemlere yol açan bileşendir. PET’in ana katalizörü olan antimon da kanser ve solunum yolu hastalıklarına yol açabilmektedir. Formaldehit ve asetaldehit bileşenleri ise şişelenmiş suların bazen plastik tada sahip olmasına sebep bileşenlerdir. Güneşe maruz kalan şişede bu bileşenlerin suya karıştığı uzmanlar tarafından ortaya konulmuştur. Dolayısıyla eğer kullanılacaksa dahi pet şişeler güneşe maruz bırakılmamalıdır.
Tekrar tekrar kullanılan ve güneş ışığına maruz bırakılan plastik şişeler toksin salabilmekte ve insan sağlığına zarar vermektedir. Plastik şişe boşaltıldığı zaman içinde üreyen çeşitli mantar ve bakteriler, şişe tekrar doldurulduğunda bu organizmaların vücuda alınmasına sebep olabilmektedir. Bundan dolayı suyun cam şişelerden ya da filtrelenmiş sulardan tüketilmesi çok daha sağlıklı olacaktır. Her ne kadar daha pahalı olsa da alınan sular cam şişede taşınmalıdır.
Doğallık, saflık, lezzet ve sağlığın tanımı olan cam içerisindeki suyun aroma, tat ve kokusunu değiştirmez. Üstelik mikroorganizmalar da içermeyip herhangi bir kimyasal reaksiyonun oluşmasına sebep olmaz. Ayrıca çevre dostu ve geri dönüşümlü de olduğundan hem çevreyi hem de sağlığınızı korumak için en sağlıklı ambalaj şeklidir. Su, nem ve hava geçirmeme özelliği sayesinde suyunuzu daha iyi koruyacak ve ısıya daha dayanıklı hale getirecektir.
MEYVE SUYUNU NASIL TAŞIMALIYIZ
Bir diğer içeceklerden meyve suları da sıcaktan ve güneş ışınlarından uzak tutulması gereken gruptur. Özellikle taze sıkılmış meyve sularının 2 saat sonra tüketilmiş olması gerekmektedir. Ancak bu süre nadir olmak koşulu ile 24 saate kadar uzatılabilir. Bu 24 saat içerisinde ise dikkat edilmesi gereken husus meyve suyunun vitaminini korumaktır. Bunun için de hava ile temasının önlenmesi gerekmektedir. Plastik şişeler yerine cam şişeler tercih edilmeli, ağızları sıkıca kapatılmalıdır. Serin kalmasını sağlayabilmek adına termoslar da meyve suları için ideal bir tercih olacaktır.
Sağlığımızı korumak için hem yediğimiz hem içtiğimiz şeylere dikkat etmek kadar onları nasıl muhafaza ettiğimiz ve taşıdığımız da önemlidir. Konuyla ilgili bilgileri vermek bizden uygulaması ise sizden…