Ana sayfa Genel LABORATUVARDA ÜRETİLEN ET VE GELECEĞİ

LABORATUVARDA ÜRETİLEN ET VE GELECEĞİ

491
0


Bu gezegende milyarlarca insan yaşıyor ve çoğumuz et tüketmeyi seviyoruz. Talep sürdürülebilir ve uygun bir şekilde karşılanabilir mi? Bir grup girişimci bu soruya cevap verebilmek için alışılmışın dışında, ilginç bir çözüm yöntemi geliştirdi.

ABD Tarım Bakanlığı’ndan (USDA) çıkan bir rapora göre, son yıllarda bir Amerikalının ortalama 100 kg’dan fazla kırmızı et ve kümes hayvanı tüketeceği öngörülmüştü. Bu çok fazla protein tüketimi demekti. Son birkaç yıl içerisinde vegan beslenme tarzında önemli bir büyüme olmasına rağmen, et tüketiminin neden olduğu çevresel etki, atık, hayvan bakımı, sağlık sorunları ve hatta potansiyel olarak ortaya çıkan sera gazı ve ineklerin ürettiği metan gazının etkileri artmaya devam etti. Ete olan bu fazla talebi daha iyi, daha ekonomik ve çevre dostu yollarla karşılamak için bir dizi yöntemler geliştirildi.

Hayvanları öldürmeden üretilen sulu bir sığır burgerini ısırdığınızı hayal edin. Laboratuvarda kültür hücrelerinden yetiştirilen et, bu hayali gerçeğe dönüştürüyor. Başlangıçta laboratuvarda yetiştirilmiş sığır eti, kümes hayvanları ve deniz ürünleri geliştirildi. Bunlar arasında Mozaik Et, Memphis Etleri, Süper Et ve Finless Foods bulunuyor. Ve bu alan milyonlarca fonu kendine çekti. Örneğin, 2017’de Memphis Meats, Bill Gates ve tarım şirketi Cargill’i içeren kaynaklardan 17 milyon dolar destek aldı. San Francisco merkezli Memphis Meats, laboratuvarlarında hiçbir hayvan gerektirmeden hücre bazlı et geliştiriyor. İsrail’in Future Meat Technologies’i, Kudüs’te şefler tarafından test edilen yağ ve kas hücrelerini üreterek aynı şeyi yapıyor. Yine San Francisco’da bulunan Just Inc., sadece et için değil deniz ürünleri için de hücre bazlı ürünler yetiştirmek amacıyla kendi “bitki bazlı kokteyl” serumunu geliştirdi. Just Inc., bugüne kadarki fonlamada 220 milyon dolardan fazla para topladı. Bu şirketlerin tümü, hayvanlardan hücreleri toplayarak laboratuvarda büyütmek üzere tescilli işlemleri kullanıyor. Bloomberg, Tyson Foods ve Cargill gibi gıda devlerinin yanı sıra milyarder Richard Branson’ın bu teknolojilere yatırım yapanlar arasında olduğunu bildirdi.

Yaygın olarak laboratuvarda yetiştirilmiş et tüketimi kabul edilirse, temiz et olarak da adlandırılan laboratuvarda yetiştirilen et, sadece et ihtiyacını karşılamakla kalmaz aynı zamanda yetiştirilen hayvanların zalimce, etik dışı muamele görmesinin çoğunu ortadan kaldırabilir. Et üretiminin önemli çevresel maliyetleri de azaltılabilir; doğumdan itibaren bütün bir organizmayı yetiştirmek değil, yalnızca kültür hücreleri üretmek ve sürdürmek için daha az kaynaklara ihtiyaç duyulacaktır.

Et, ilk önce bir hayvandan kas örneği alınarak yapılır. Teknisyenler dokudan kök hücreleri toplar, onları çoğaltır ve daha sonra kas dokusu oluşturmak üzere toplanan ilkel liflerin farklılaşmalarını sağlar. Mosa Meat, bir inekten alınan bir doku örneğinin 80.000 hamburger yapmak için yeterli kas dokusu sağlayabileceğini söylüyor.

Üretilen etlerin birkaç çeşidinin, önümüzdeki yıl içinde satışa sunulması bekleniyor. Ancak temiz et, ticari olarak uygulanabilir olması durumunda birtakım engellerin üstesinden gelmek zorunda kalacaktır. Tahmin edebileceğiniz gibi, sektörün karşısına çıkan çok sayıda engel var. Halkı eğitmek bu noktada en önemli adım olacaktır. Diğer bir önemli nokta ise bu etin maliyeti ve tadı. 2013 yılında, laboratuvarda yetiştirilen etten yapılan bir burger gazetecilere sunulmuştu. Köftenin üretimi 300.000 dolardan fazlaydı ve aşırı kuruydu (çok az yağlı). Maliyet o zamandan beri elbette ki düştü. Memphis Meats, bu yıl çeyrek kilo kıymanın 600 Dolara mal olduğunu bildirdi. Bu eğilim göz önüne alındığında, temiz et birkaç yıl içinde geleneksel etle rekabet edebilecek duruma gelebilir. Dokuya ve lezzete özen gösterilmesi tat alma endişelerini de giderebilir. Bu durum geleneksel et üreticilerini de şüphesiz ki etkilemektedir. Yapay et üreticileri bu konuda geleneksel et üreticilerinin desteğine ve ortaklığına açık olduklarını belirtti. Ayrıca artan çevre dostu ürün talebi geleneksel et üreticilerini bu konuya sıcak bakmaya teşvik edebilir.

Bir başka tartışmalı konu da ürünlerin etiketlenmesi. National Cattlemen’in Beef Association gibi et endüstrisi ticaret grupları, USDA’ya bu etlerin “taklit ürünleri” olarak etiketlenmesi gerektiğini söyleyerek alternatif etleri daha katı bir şekilde düzenlemeye zorluyor. Son zamanlarda hem USDA hem de Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), yeni “hücre bazlı et” kategorisini birlikte düzenlemeye başlayacaklarını açıkladı.

Tüm bu tartışmalardan daha önemli bir konu varsa o da bu etlerin tüketiminin insan sağlığı üzerine etkileridir. Piyasa onayını almak için temiz etin tüketilmesinin güvenli olduğu kanıtlanmalıdır. Laboratuvarda üretilen etin sağlığa zarar vereceğini düşünmek için bir neden olmasa da FDA bunu nasıl kanıtlayacağını düşünmeye başlıyor. Bu arada, geleneksel et üreticileri laboratuvarda üretilen ürünlerin gerçek et olmadığını ve bu şekilde etiketlenmemeleri gerektiğini öne sürerek, halkın laboratuvarlardan et yemeye yalnızca geçici bir ilgi duyacağını daha sonra ise normal et tüketimine geri döneceklerini düşündüklerini ifade etti. Bu zorluklara rağmen, temiz et şirketleri öne çıkmaya devam ediyor. Uygun fiyatlı otantik tatlandırıcı ürünler yaratmayı başarabilirlerse, temiz et günlük beslenme alışkanlıklarımızı daha etik ve çevresel olarak daha sürdürülebilir hale getirebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here