Ana sayfa Yemek Hikayeleri AMERİKAN POLİSİYE DİZİLERİNİN KADROLU OYUNCUSU: DONUT

AMERİKAN POLİSİYE DİZİLERİNİN KADROLU OYUNCUSU: DONUT

1707
1

Donut yüzyıllardır var olan bir lezzet. Arkeologlar bir süre önce Amerika’nın güneybatısındaki kazılarda ortasında delik bulunan taşlaşmış kızarmış kekler buldular. Amerikan yerlilerinin bu donutları nasıl hazırladıkları konusu hala belirsiz olsa da buluntular bize donut tarihi hakkında çok önemli bilgiler veriyor. Fosil buluntulardan tarif çıkarmak oldukça zor olduğundan ilk donutın nasıl yapıldığı konusu hala tartışmalı.

donuts-1136910_1920

Donutlar yağlı kek veya “olykoeks” olarak biliniyor ve esasen bunlar Hollandalıların yaptığı tatlı hamur toplarının domuz yağında kızartılması ile yapılan kekler. Bir kaşık hamurun kızgın yağa atılması ile oluşan düzensiz şekilli yağlı toplar bugünün aksine o dönemlerde Noel sezonu boyunca pişiriliyordu. Olykoeks’i Amerika’ya getirenlerin ise Hollandalı hacılar olduğu sanılmaktadır. Donutlar önceden ortasında genellikle elma, kuru ot veya kuru üzüm bulunacak şekilde hazırlanırdı. Ancak bu sırada donutların ortasının pişmesinde sıkıntı yaşanıyordu. Genellikle ortaları hamur kalan donutların ortasına sadece ısıtılması yeterli olan dolgu ile dolduruldu. Fakat sorun hala sabitti; donutın ortası düzgünce nasıl pişirilecekti?

bud-2089091_1280

Donutın ortasındaki boşlukla ilgili bir denizci ve annesini konu alan çok popüler ama yarı gerçek bir hikâye var. 1847’de Elizabeth Gregory, New England’da en iyi olykoekleri yapan kişi olarak bilinirmiş. Onun sırrı, keke biraz Hint fıstığı eklemek ve kekin ortasını fındık ya da cevizle doldurmakmış. Hatta yaptığı bu lezzetli keklere bir de özel isim verdi; dough-nuts. Söylenenlere göre Bayan Gregory, bir sabah denizci oğlu Yüzbaşı Hanson Crockett Gregory’i yaptığı doughnutların bulunduğu bir sepet ve daha fazlasını yapmak için verdiği doughnut tarifi ile uzun bir deniz yolculuğuna yollamış. Kaptan Hanson aynı anda hem dümeni hem donutları tutmakta zorlandığı için hamuru dümenin parmaklıklarından birine sokarak bu problemi çözmüş. Bu yeni yöntemden memnun kalan kaptan, aşçısına tüm donutları delikli yapmasını emretmiş. Bir başka söylentiye göre ise kaptan aslında fındıkları sevmiyormuş. Bu sebeple donutlardan fındıkları çıkarmış. Bunu gören geminin aşçısı da diğer donutlardan fındıkları keserek çıkarmış. Böylece donutların ortası delikli hale gelmiş.

donut-1194565_1920

Kaptan Gregory verdiği bir röportajda “ölümlü gözlerin gördüğü ilk doughnut deliğini” icat ettiğini söyler. Bundan emin olamayız. Ancak donut delikli haliyle çok daha eşit piştiği için daha çok tutuldu.

abundance-1868573_1920

Donut, Birinci Dünya Savaşı sırasında zaten bir Amerikan favorisi statüsüne ulaşmıştı. Savaş sırasında genç Amerikalılara minnettar Fransız halkı tarafından kendilerini evde hissetmeleri amacıyla donut servis edilirdi. Kendilerine “Donut Kızlar” diyen bir grup gönüllü kadın, Amerikan askerlerine tatlı şekerlemeler dağıtıyorlardı. Askerler evlerine döndüklerinde de bu lezzetleri aradılar. Kriz sırasında herkesin ortak yiyeceği donuttı, çünkü herkesin alabileceği kadar ucuzdu. Göçmenler Ellis Adası’na ulaştıklarında da onları ilk karşılayan şeyler battaniye ve donut olmuştur. Böylece Amerikan kültürünün tadına ilk defa bakma fırsatı yakalamışlar. Savaş günlerinin anısına Amerika’da haziran ayının ilk cuması Ulusal Donut Günü olarak kutlanır.

confectionery-1839323_1920

1920’lerde donutlar oldukça fazla üretiliyordu. Donutların kahvaltı ile olan ilişkisi ilk olarak tiyatrolarda aperatif olarak dağıtılması ile başladı. New York ve çevresinde artan donut talebi karşısında ilk donut makinesi ortaya çıktı. Rus mülteci Adolph Levitt tarafından geliştirilen doughnut makinesi yıllık 25 milyon Dolar kazandırdı. Bu makine bir saatte 80 donut yapabiliyordu. Aç kalabalığın gözleri önünde çalıştırılan donut makinesinin fritözü içinde hamur, altın rengine dönüşüyor daha sonra üzeri şekerlemeler ile kaplanıyordu. Büyüyerek artan popülaritesi sonucu 1934’te Chicago Dünya Fuarı’nda donut, yüzyılın yiyeceği ilan edildi.

donut-1906922_1920

1940’lı ve 50’li yıllarda dünyaca ünlü donut markaları ve donut zincirleri oluştu. Kahvenin gelişimi ile birlikte donut da kahvaltı öğesi haline gelmeye başladı. Amerikan popüler kültüründen artık bu yağlı kekleri çıkarmak imkânsız gibiydi. Ancak ne yazık ki, hayal edilebilen her renkte, lezzette ve çeşitlilikteki tatlı donutlar sağlıksız olmakla suçlandı. Tıpkı donutların popülaritesinin 1950’li yıllarda katlanarak büyümesi gibi 1970’lerde de bagel adı verilen donutın süssüz ve şekersiz hali yaygınlaştı. Ancak üzerine krem peynir sürülmüş bagel 450 kalorinin üzerinde iken donut tek başına 300 kalori civarıdır.

donut-2031755_1920

Donut, Yahudi kültürü ile de yakından ilgilidir. Mizrachi ve Sefarad Yahudileri arasında “sufganiyot” veya “bimuelo” adıyla bilinen kızartılmış hamur topları binlerce yıldır Hanukkah bayramlarında pişirilmektedir. Yahudiler çoğunlukla tatillerde ve Hanukkah gibi özel günlerde Hanukkah yağı mucizesini hatırlatmak için sembolik olarak kızartılmış yemekler yaparlar. Donut makinesini icat eden Rus asıllı göçmen Levitt de bir Yahudiydi.

berlin-1981749_1920

Donutın ortası deliksiz, içi; marmelat, çikolata, şampanya, mocha veya likör dolgulu kuzeni “berliner” de bir çeşit Alman pastası. Günümüzde berliner yıl boyu tüketilmektedir, özellikle geleneksel olarak Silvester döneminde ve karnaval tatillerinde yenilmektedir. Çok yaygın bir Alman şakası ise bazı Berlinerleri marmelat yerine hardal ile doldurup kimseye söylemeden servis etmek…

doughnuts-1209614_1920

Üzerleri rengârenk kremalar, neşeli şekerlemeler ile kaplı, lezzetli duruşları ile iştah açan donutlar, Amerikan polisiye dizilerinde sıkça karşımıza bir kahvaltılık ve atıştırmalık olarak çıkıyor. Amerikan popüler kültürünün simgesi haline gelen donutlar, Türkiye’de de birçok alışveriş merkezinde ve büyük marketlerde satışa sunulmaktadır. Tezgâhların üzerindeki rengârenk, ortası delikli bu yuvarlak halkaları ısıra ısıra yemek gerçekten de büyük bir zevk…

1 YORUM

  1. Donut yiyen her Amerikalı polis genelde şişman oluyor. donut mu şişmanlatır yoksa şişmanlar mı donutlanır?

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here