En genel tanımıyla hayvan kullanımını ve hayvansal herhangi bir ürünü tüketmeyi reddetmek olan veganlık, vejetaryen beslenmenin bir türüdür. Vejetaryen beslenmeye göre kuralları daha katı ve gelişmiş olan veganlıkta üretilmesi için hayvanların kullanıldığı yiyecek ürünlerinin yanında yapımında deri, kürk, kemik, jelatin, yün, ipek gibi hayvansal maddelerin kullanıldığı malzemeler de tercih edilmemektedir. Aynı zamanda hayvanlar üzerinde test edilip piyasaya sürülen kozmetik ve ev ürünleri gibi maddelerin kullanımı da veganlığa aykırıdır. Tüm bunların yanında vegan bireyler yine hayvanların kullanıldığı sirk, boğa güreşi, at yarışı, hayvanat bahçesi vs. etkinlik ve yerlere de katılmazlar. Veganlığın bir yaygın türü ise çiğ veganlıktır. Çiğ veganlıkta hayvansal ürünlerin yanı sıra yüksek ısıda pişirilmiş her türlü yiyecek de reddedilmektedir.
VEGANLIĞIN TARİHİ
Vegan ya da veganlık kelimesi 1940’lı yıllarda Elsie Shrigley ve Donald Watson tarafından vejetaryen kelimesinden türetilmiş olup günümüzde gittikçe yaygınlaşmakta olan bir kavram halini almıştır. Bu kavram ve getirdiği akımda temel amaç çevreyi korumak, sağlıklı beslenmek, dini inanışlar gibi sebeplerdir. Ancak tüm bunlar bir yana en önemli amacını hayvanlara saygı oluşturmaktadır. Günümüzde hayvanlara yapılan eziyetler, birçoğunun bulunduğu kötü koşullar insanları bir yöntem arayışına sürüklemiş ve sonuç olarak birçok insan da bu yolu seçmiş ve seçenlerin sayısı da günden güne artmıştır. Veganlıktaki bu artış ise vegan yemekler üreten restoranların doğuşuna, yine vegan ürünlerin satıldığı süpermarketlerin sayısının artmasına da yol açmıştır.
VEGANLIK NEDİR
Tüm hayvansal gıdalardan ve ürünlerden arınma olarak da nitelendirebileceğimiz veganlık adeta bir yaşam biçimi haline gelmiştir. Bu yaşam biçiminde kişiler tereyağını, yumurtayı, kırmızı eti, tavuğu, balığı, süt ve süt ürünlerini, sakatatları ve balı yaşamlarından tamamen çıkarırlar. Aynı zamanda sağlıklı beslenmeyi de yansıttığı kabul edilen bu hayat biçiminde her şeyin temelini su oluşturmaktadır. Gün içerisinde en az 8 – 10 bardak su içmeyi ön gören veganlıkta su ihtiyacı yüksek oranda sebze ve meyvelerden de karşılanmaktadır. Sebze tüketimi günlük 3 – 5 porsiyon, meyve tüketimi 2 – 4 porsiyon olarak kabul edilmektedir. Bir diğer besin maddesi olan tahılların tüketimi ise 6 – 11 porsiyonlara kadar çıkabilmektedir.
Veganlık, günümüzde birçok doktor ve sağlık çalışanının da tavsiye ettiği bir yaşam tarzı haline gelmiştir. Onlara göre veganlık insanlar için daha sağlıklı bir yöntemdir. Ancak et seven bir toplum olarak bu yaşam biçiminin uygulanması zor olmaktadır. Kültürümüze özgü bol etli yemekler, çeşitli kekler, börekler, poğaçalar, tatlılar insanların seçim yapmasını da zorlaştırmaktadır. Bu yönüyle vejetaryenlik veganlığa göre daha kolay uygulanabilir kabul edilmektedir. Fakat bu durumu veganlığı seçmiş insanlar için kolaylaştırabilecek birçok yöntem vardır. Örneğin inek sütü yerine soya sütü, peynir yerine tofu veya soya sütü ile yapılmış peynir, yumurta yerine nişastalı ve patatesli kabaklı karışımlar, yoğurt yerine vegan maya veya soya sütüyle yapılan vegan yoğurtları gibi. Bu sayede hem lezzet açısından büyük bir farklılık oluşmamakta hem de beslenme piramidindeki hemen her besinin bir karşılığı sağlanmaktadır.
Veganların süt ve süt ürünleri yerine kullandığı ürünleri soya sütünün yanı sıra badem sütü, Hindistan cevizi sütü, pirinç sütü takip etmektedir. Hamur işi ve kek gibi ürünler meydana getirebilmek için de genellikle bir yumurta için bir yemek kaşığı soya unu veya ezilmiş muz kullanılır. Hamurun daha çok kabarması için ise bir yemek kaşığı sirke ile kabartma tozu kullanılır. Yine keklerde ve tatlılarda lezzeti artırmak adına pekmez, agav şurubu, pirinç şurubu, elma şurubu gibi tatlandırıcılar bal yerine kullanılabilir. Tereyağının yerini ise çoğunlukla daha sağlıklı olan zeytinyağı ya da buna bir alternatif olan biomargarinler almıştır.
Et tüketiminin asla yapılmadığı vegan beslenmede bu ürünler yerine tofu, tahıllar ve sebzelerin bir araya getirilmesiyle yapılan çeşitli malzemeler kullanılır.
Normal bir yetişkin bireyin sağlıklı beslenme piramidine benzerlik gösterebilmesi için uzmanlar veganların et, süt, peynir yerine tükettikleri besinleri 2 – 3 porsiyon, baklagilleri 2 – 3 porsiyon, yağlar, tatlılar ve yemişleri ise çok az miktarlarda olmak şartıyla ara sıra yemeleri gerektiğini önermektedir.
Başka bir açıdan değerlendirildiğinde vegan beslenme dikkat edilmediği takdirde vücutta bazı vitamin ve mineral kayıplarına sebep olabilmektedir. Bunların başında kalsiyum, B12 vitamini, D vitamini ve protein gelmektedir. Özellikle sadece hayvansal kaynaklardan sağlanan B12 ve D vitaminlerinin takviye olarak dışarıdan alınması gerektiği de tavsiye edilmektedir. Ancak iyi bir şekilde dengelenmiş ve uygulanmakta olan vegan beslenmenin son derece sağlıklı olduğu da yine söylenilenler arasında. Üstelik bu tip beslenmenin çocuklar için bile uygun ve sağlıklı olabileceği de yapılan birçok araştırmada ortaya konulmuştur. Tercih edip etmemek tamamen kendi tercihlerine kalmıştır, çünkü veganlık sadece bir beslenme biçimi değil, bir yaşam biçimidir…