Bulgarlar, Türkler, Macarlar, Rumlar, Yugoslavlar hepsi Romenlerden daha fazla söz sahibi olmuş ülkelerdir bu topraklarda tabi bu çeşitlilik ülkede mutfak kültürünü geliştirirken pek çok şeyi de beraberinde zayıflatmıştır. Oysa Karpatların eteklerinde ki bu ülke Osmanlı yönetimini haricinde yüzü hiç gülmemiş her savaşta yer almak zorunda kalmış minik bir ülkedir. Mutfaklarını duruma göre Romanya’da Türklerden kalma bir alışkanlık hala devam etmektedir.
Kahvaltı da global dünyanın aksine mısır gevreği değil Türk usulü beyaz peynir, domates, tereyağı ve çay olan ender ülkelerden biridir Romanya. Türk esintileri Romanya’da yoğun olarak hissedilmektedir. Romenlerin en çok özlediği dönem Osmanlıya olan özlemlerini Sarmale (lahana sarması), imamabayildi, musakka ve Türk kelimesinden türetilmiş bir çeşit helva olan Turceasca yerken çok sevdikleri yemeklerle gidermektedir. Bunu doğrularcasına Karpatların Maradonası G.Hagi “Turceasca’nın anavatanındayım neredeyse her gün yiyorum sırf bu yüzden bile sözleşmemi uzatabilirim.” demiştir.
Romenlerin balık kültürü Karadeniz’e çok benzer. Denize açılan tek kapısı Karadeniz kıyısındaki şehirlerinden Mankalya önemli bir Hamsi ve Uskumru kaynağıdır.